Portnoy'un Feryadı

Philip Roth, erkekligin kitabini yeniden yazdi. Histerik, kurnaz, hesapli, korku ve beklentilerle dolu ama çok da kivrak, cazibeli, hatta cilveli bir kitap bu; neredeyse "anlatilmayan ama yasanan erkeklik"in kitabi. Sikça söylendigi gibi insan disisi, kadin olarak dogmuyor, bir kadin olarak insa ediliyor. Ama erkek olmak için de yogun bir insaat faaliyeti gerekiyor; üstelik malzemeden çalma sansi çok daha kisitli. En azindan kahramanimiz Portnoy için; ki bu dünyada her erkegin basina gelen en büyük talihsizlik onun da basina gelmistir: Bir kadin tarafindan dogurulmak ve yetistirilmek.Fakat talihsizlikler bununla bitmez; bir de baba ve çekirdek aile cehennemi vardir. Üstelik Portnoy, Yahudi'dir; hiçbir yerde kendini yurdunda hissetmeyip hep baska diyarlarin düsünü kuran bir azinlik mensubudur. Ve her erkek gibi basindaki asil bela, sonu gelmez istekleriyle ona dünyayi dar eden "koca kafali canavar"dir. Bir türlü yatistiramadigi canavariyla annesinin demir pençesi arasinda sikisip kalan Portnoy, bu uzun feryadiyla çagdas edebiyat tarihinin en kivrak, en keyifli, en edepsiz monologlarindan birini yaratiyor. Bir erkegin cinsel gelisimini yer yer gerçekten çok komik ve sevimli, yer yer irkiltici olabilen serüvenlerinde izlerken, bir yandan da orta sinif aile kültürünün dehsetini hissediyor, "büyüme" denen sürecin aslinda nasil azap dolu oldugunu hatirliyoruz. Çagdas Amerikan edebiyatinin ustalarindan Philip Roth, bu romaninda argo ile ironiyi, fars ile trajediyi, kahkaha ile hüznü essiz bir kivraklikla harmanliyor.Herkesin kendi çocuklugundan ve annesinden bir seyler bulacagi; herkesin kendi içindeki ötekiyle, kendi içindeki azinlikla karsilasacagi; kendi canavarini hatirlayacagi bir roman bu… çok komik, yakasi açilmadik ve sevimli… Times Literary Supplement'a göre yüzyilin en iyi yüz romanindan biri olan bu samimi itirafnameyi yüzünüz kizararak ve kahkalarla gülerek okuyacaksiniz.