Bir Düşüşün Güncesi
Yayınevi
: Kafka Yayınevi
Stok Kodu
:
9786054820559
Sayfa Sayısı
:
208
Baskı
:
1
Basım Tarihi
:
2017
Çeviren
:
Canberk Koçak
Kapak Türü
:
Karton Kapak
Kağıt Türü
:
2. Hamur
Dili
:
tr
Orijinal Adı
:
Bir Düşüşün Güncesi
35,60TL
28,48TL
Stokta yok
9786054820559
643621
https://www.cukurovakitap.com.tr/bir-dususun-guncesi
Bir Düşüşün Güncesi
28.48
"Olağanüstü... Benim dünyamda, bu roman şimdiden bir klasik."
- Karl Ove Knausgaard
Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü'nün finalistleri arasında yer alan Bir Düşüşün Güncesi, kendimiz ve birbirimiz hakkında anlatmayı seçtiğimiz hikâyeler üzerine güçlü ve dokunaklı bir roman.
Günlük biçiminde kaleme alınan romanın isimsiz anlatıcısı, küçüklüğünde yaşadığı kilit bir olaya (Yahudi öğrenciler olarak Katolik sınıf arkadaşlarına yaptıkları talihsiz bir şakaya) neredeyse takıntılı bir şekilde sürekli geri dönerek, bu olayı ailesinin tarihçesiyle ve yaşanmış büyük bir tarihi acıyla ilişkilendiriyor ve bunu yaparken de nesiller arası travmanın nasıl bir şey olduğunu bize ustaca sezdiriyor.
Porto Alegre'nin lüks bir semtindeki Yahudi okulunda, okulun yegâne Katolik öğrencisi, kendisi için korkunç bir yaralanmaya sebep olacak bir eşek şakasına maruz kalır. İşte ona o şakayı yapmış Yahudi sınıf arkadaşlarından biri olan anlatıcı, yıllar sonra geçmişindeki hatalar üzerine düşünürken bu olayı tekrar tekrar yaşar. Anlatı ilerledikçe çok yönlü bir metafora dönüşen bu talihsiz kaza, artık 40'lı yaşlarında olan o Yahudi öğrencinin, Alzheimer'a yakalanan babası ve Auschwitz dehşetini yaşamış dedesinin kendi travmalarıyla savaşma yöntemleri üzerine giriştiği hesaplaşmaya çok katmanlı bir fon oluşturur.
Yaşadıklarımız aynı olsa bile kendimize bambaşka hikâyeler anlatmamız mümkün müdür?
Nesilden nesile aktarılan travmaların döngüsünden nasıl çıkılabilir ya da çıkılabilir mi?
Granta'nın Brezilya'nın En İyi Genç Yazarları arasında gösterdiği Laub romanın ana izleğini oluşturan üç unsuru –düşüşü, Auschwitz'i ve Alzheimer'ı– ustalıkla harmanlayarak kimlik, hafıza ve affetmek üzerine önemli sorular soruyor.
- Karl Ove Knausgaard
Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü'nün finalistleri arasında yer alan Bir Düşüşün Güncesi, kendimiz ve birbirimiz hakkında anlatmayı seçtiğimiz hikâyeler üzerine güçlü ve dokunaklı bir roman.
Günlük biçiminde kaleme alınan romanın isimsiz anlatıcısı, küçüklüğünde yaşadığı kilit bir olaya (Yahudi öğrenciler olarak Katolik sınıf arkadaşlarına yaptıkları talihsiz bir şakaya) neredeyse takıntılı bir şekilde sürekli geri dönerek, bu olayı ailesinin tarihçesiyle ve yaşanmış büyük bir tarihi acıyla ilişkilendiriyor ve bunu yaparken de nesiller arası travmanın nasıl bir şey olduğunu bize ustaca sezdiriyor.
Porto Alegre'nin lüks bir semtindeki Yahudi okulunda, okulun yegâne Katolik öğrencisi, kendisi için korkunç bir yaralanmaya sebep olacak bir eşek şakasına maruz kalır. İşte ona o şakayı yapmış Yahudi sınıf arkadaşlarından biri olan anlatıcı, yıllar sonra geçmişindeki hatalar üzerine düşünürken bu olayı tekrar tekrar yaşar. Anlatı ilerledikçe çok yönlü bir metafora dönüşen bu talihsiz kaza, artık 40'lı yaşlarında olan o Yahudi öğrencinin, Alzheimer'a yakalanan babası ve Auschwitz dehşetini yaşamış dedesinin kendi travmalarıyla savaşma yöntemleri üzerine giriştiği hesaplaşmaya çok katmanlı bir fon oluşturur.
Yaşadıklarımız aynı olsa bile kendimize bambaşka hikâyeler anlatmamız mümkün müdür?
Nesilden nesile aktarılan travmaların döngüsünden nasıl çıkılabilir ya da çıkılabilir mi?
Granta'nın Brezilya'nın En İyi Genç Yazarları arasında gösterdiği Laub romanın ana izleğini oluşturan üç unsuru –düşüşü, Auschwitz'i ve Alzheimer'ı– ustalıkla harmanlayarak kimlik, hafıza ve affetmek üzerine önemli sorular soruyor.
- Açıklama
- "Olağanüstü... Benim dünyamda, bu roman şimdiden bir klasik."
- Karl Ove Knausgaard
Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü'nün finalistleri arasında yer alan Bir Düşüşün Güncesi, kendimiz ve birbirimiz hakkında anlatmayı seçtiğimiz hikâyeler üzerine güçlü ve dokunaklı bir roman.
Günlük biçiminde kaleme alınan romanın isimsiz anlatıcısı, küçüklüğünde yaşadığı kilit bir olaya (Yahudi öğrenciler olarak Katolik sınıf arkadaşlarına yaptıkları talihsiz bir şakaya) neredeyse takıntılı bir şekilde sürekli geri dönerek, bu olayı ailesinin tarihçesiyle ve yaşanmış büyük bir tarihi acıyla ilişkilendiriyor ve bunu yaparken de nesiller arası travmanın nasıl bir şey olduğunu bize ustaca sezdiriyor.
Porto Alegre'nin lüks bir semtindeki Yahudi okulunda, okulun yegâne Katolik öğrencisi, kendisi için korkunç bir yaralanmaya sebep olacak bir eşek şakasına maruz kalır. İşte ona o şakayı yapmış Yahudi sınıf arkadaşlarından biri olan anlatıcı, yıllar sonra geçmişindeki hatalar üzerine düşünürken bu olayı tekrar tekrar yaşar. Anlatı ilerledikçe çok yönlü bir metafora dönüşen bu talihsiz kaza, artık 40'lı yaşlarında olan o Yahudi öğrencinin, Alzheimer'a yakalanan babası ve Auschwitz dehşetini yaşamış dedesinin kendi travmalarıyla savaşma yöntemleri üzerine giriştiği hesaplaşmaya çok katmanlı bir fon oluşturur.
Yaşadıklarımız aynı olsa bile kendimize bambaşka hikâyeler anlatmamız mümkün müdür?
Nesilden nesile aktarılan travmaların döngüsünden nasıl çıkılabilir ya da çıkılabilir mi?
Granta'nın Brezilya'nın En İyi Genç Yazarları arasında gösterdiği Laub romanın ana izleğini oluşturan üç unsuru –düşüşü, Auschwitz'i ve Alzheimer'ı– ustalıkla harmanlayarak kimlik, hafıza ve affetmek üzerine önemli sorular soruyor.
- Taksit Seçenekleri
- AkbankTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim28,4828,48214,8129,62310,0630,1965,1330,7693,4831,33İŞ BANKASITaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim28,4828,48214,8129,62310,0630,1965,1330,7693,4831,33Diğer BankalarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim28,4828,482--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.