Usatölyesi Dergisi Sayı: 22

Us Atölyesi 22. Sayisiyla elinizde. Türkiye'de uzun soluklu bir felsefe dergisi yayinlamak çok zor. Bu zorlugu felsefeyle ilgilenen küçük bir topluluk kurmayi basararak yeniyoruz. Dayanismaci bir toplulugun basarilari -alani her ne olursa olsun- parmak isirttiriyor. 2013-2014 çalismalarinda Spinoza'ya çok yer verdik. Spinoza son on yilda çok okunan bir filozof oldu. Ülkenin ikliminin bu kadar muhafazakarlastigi bir dönemde, Spinoza'nin söyleyecek çok sözü var. Belki de bir kimseyi filozof yapan, fikirlerinin böyle çaglari asma yetenegidir. Derginin hemen ilk yazisinda okuyacaginiz gibi, uzun süre hakki yenmis, yasaklarin, tabularin karanliginda kalmis bir filozoftur Spinoza. Onunla ilgili yapilan oturumlarda, aramizdan birinin Cavit Alioglu'nun hazirladigi bu hayli genis çapli metin, temel kaynagimiz oldu. Eminiz ki sizin de dönüp dönüp faydalanacaginiz iyi bir yazi, bu vesileyle ortaya çikti. Bu sayida bir sürprizimiz var: Aliye Kovanlikaya söylesisi. Aliye Kovanlikaya, Galatasaray Üniversitesi'nde felsefe yapiyor. Kendisine tekrar tesekkür etmek isteriz, söylesi istegimizi kirmadi ve onun alaninin disindan ürettigimiz sorularimizi içtenlikle cevapladi. Anlamin daha kolay kavranmasi için söylesilerin, atölyelerin artmasi gerekiyor. Aliye Kovanlikaya çarpici cevaplariyla bizi yeniden Kant, idea ve çok kültürlülük üzerine düsünmeye itiyor. Kant her dönem üzerine yeniden düsündügümüz, atölye çalismalarimizda yeni oturumlar yaptigimiz bir filozof. Bu yil Kant'in ödev ahlakini, pek çok farkli baglamda tartistik. Belki de bunlardan en ilginci küresel iklim degisikligine karsi her bireyin böyle bir görev ahlaki olup olmadigi idi. Bu bakis açisi göreceli yeni bir açi. Hem iklim degisikligi tarihsel perspektiften bakarsak yeni hem de kisilerin sorumlulugu ve ayaga kalkma, sivil insiyatif almalari yeni. Bu konuda enine boyuna tartismaya devam edecegiz. Ekrem Düzen, uzak ellerden, Izmir'den sesine çok güvendigi - miz, bizi etkileyen bir yazar. Tamam budur dedigimiz, bildik sandi gimiz bazi düsüncelerimizi, evire çevire alip, bize baska açilardan göstermeyi çok iyi beceriyor. Her sabah aynaya bakip, saçimizi basimizi düzeltmek gibi, onun düsünceleri de bizi her zamanki savlarimizi yeniden düsünmeye çagiriyor. Bu cografyada 150 yildir modernizm, entelektüel sohbetlerin en çok tartisilan konularindan biridir. Bu tartismanin belki de gelip uzlastigi nokta, batinin teknoloji - sini alalim kültürü bir yana birakalim olmustur. Ekrem Düzen'in yazisi tam da bu sava, sasirtici derecede dik açidan yaklasiyor ve yüzümüze su serpiyor. Dünyanin Yeni Akli, Bilgi Üniversitesi Yayinlarindan çikti. Adini ilk Açik Radyo'da duyduk ve hemen ilgimizi çekti. Ferda Keskin bizi kirmadi, gelip kitabi ve kendi düsüncelerini anlatti. Atölyeden aktardigimiz keyifli ve yaratici bir çalismanin kalici hale gelmesi gerçekten çok sevindirici. Okurlarin bu yazidan çok sey ögrenecegini ve yeni sorular üretecegini düsünüyoruz. Çünkü artik hepimizin dilinde olan neolibaralizm üzerine çok söz söyleniyor. Ancak ayirici özelliklerinin ne oldugu puslu kitalarin arkasinda kaliyor. Bazi kavramlari derinlemesine ele almakta fayda var. En azindan kurdugumuz iletisimin niteligini arttiriyor. Okudukça bize hak vereceginizi umuyoruz. Gönüllü yaptiklari çevirilerle bizi ferahlatan çevirmenlerimize ve editörlere verdikleri yaratici fikirlerle bütün yayin kurulu ekibimize tesekkür ederiz. Us Atölyesi'nde yayinlanmasini istediginiz yazi veya çevirileri lütfen paylasin. 23. sayiya kadar hosçakalin.(Tanitim Bülteninden)