Yeni Yüzyılın Eşiğinde

Iki dünya savasi ve ardindan yasanan Soguk Savas'in damgasini vurdugu "Kisa Yirminci Yüzyil"in bitiminin habercisi, Sovyetler Birligi'nin çöküsü ile serbest piyasa fundamentalizminin iflasi oldu. Bu yüzyilda kapitalist ekonominin sikça yasadigi krizlere, 90'lardaki milliyetçi kalkismalar ve etnik bogazlasmalar eslik etti. Eski dengelerin altüst olmasiyla birlikte kuralsizlik ve belirsizligin egemen oldugu, zenginle yoksul arasindaki uçurumun akil almaz derecede derinlestigi yeni bir çaga girildi. SSCB ve Dogu Bloku'nun çözülüsünün, büyük insan kitleleri üzerinde tahmin edilenden çok daha yikici bir etki yarattigi artik daha açik görülebilse de, serbest piyasa tapinmaciligini temel alan küresellesme retorigi hâlâ zihinleri bulandirmaya devam ediyor. Politikanin depolitizasyonu bu yeni çagin basat özelliklerinden biri. Insanligi yirmi birinci yüzyilda bekleyen devasa sorunlar yumagi da önceki kisa yüzyilda yasananlarin bakiyesi bir bakima. Tarih, bu sorunlarin nasil çözülebilecegine, bizi gelecekte nasil bir dünyanin bekledigine iliskin olarak öngörülerde bulunmamizi saglayabilir, ama analitik ve bütünsel bir yaklasim benimsenmesi kosuluyla. Tarihsel olgular baglaminda görüntü ile gerçeklik arasindaki ayrimi ortaya çikarmaksa bu olgulara donmus/birbirinden yalitik birimler olarak bakmamakla basarilabilir. Çagimizin en önemli tarihçilerinden Eric Hobsbawm da bu söyleside neredeyse yirminci yüzyilla yasit entelektüel birikimini, geçmisten gelecege uzanan o kesiksiz çizgide, büyük bir sorgulayici güce dönüstürüyor. Kusatici bakis açisiyla tekil görüngüleri yerli yerine oturtuyor, olgularin aslini astarini ortaya döküyor. Ve sis çanini tüm bir insanlik için -belki de son kez- çaliyor...Ince Kapak: